Yapay zeka hakkında pek çok bilgi mevcut, ancak doğruyu yanlıştan ayırmak veya kolay anlaşılır açıklamalar bulmak her zaman kolay değil. Bu yüzden Google ile iş birliği yaparak “Yapay Zeka A’dan Z’ye” adlı bir seri hazırladık. Bu seride, yapay zekanın ne olduğunu, nasıl çalıştığını ve dünyamızı nasıl değiştirdiğini herkesin anlayabileceği basit ve kısa açıklamalarla anlatıyoruz. İşte bu seriden öğrenebileceğiniz birkaç şey:
1. Yapay zeka zaten günlük hayatımızın içinde.
Muhtemelen farkında olmadan yapay zeka ile etkileşime girmişsinizdir. Google Fotoğraflar’da belirli bir görseli aradığınızda, bir akıllı hoparlöre hava durumu sorduğunuzda veya aracınızın navigasyon sistemi tarafından alternatif bir güzergaha yönlendirildiğinizde, aslında yapay zekanın yardımını alıyorsunuz. Bu örnekler size tanıdık gelebilir, ancak yapay zeka hayatınızda fark etmediğiniz başka pek çok alanda da rol oynuyor. Yapay zeka, aynı zamanda daha büyük ve küresel sorunların çözümüne de katkı sağlıyor. Örneğin, çiftçilerin mahsullerle ilgili sorunları tanımlamasına yardımcı olan uygulamalar var. Ayrıca, şehir genelindeki trafik bilgilerini gerçek zamanlı olarak inceleyip, sürücülerin rotalarını daha verimli planlamalarına yardımcı olan sistemler de mevcut.
2. Yapay zeka, küresel iklim kriziyle mücadeleye yardımcı olmak için kullanılıyor.
Yapay zeka, büyük veri kümelerini işleyip kalıpları ortaya çıkarmamızı sağlayarak iklim değişikliği gibi zorlu konularda önemli bir yardımcı oluyor. Yapay zekanın yaygın bir kullanım örneği, evden çıkıldığında ısıtma ve ışıkları kapatarak enerji tüketimini düzenlemeye yardımcı olan sistemlerdir. Ayrıca, yapay zeka, buzulların erimesini modellemekte ve deniz seviyesindeki yükselmeleri tahmin ederek zamanında önlem alınmasına olanak tanımaktadır. Araştırmacılar, veri merkezlerinin ve yapay zeka hesaplamalarının çevresel etkilerini de göz önünde bulundurarak, daha enerji verimli sistemler ve altyapılar geliştirmeye yönelik çalışmalara da odaklanıyorlar.
3. Yapay zeka gerçek dünyadaki örneklerden öğrenir.
Bir çocuğun örnekler yoluyla öğrenmesi gibi, makine öğrenimi algoritmaları da aynı şekilde öğrenir. Bu noktada, veri kümeleri devreye girer: hava durumu verileri, fotoğraflar veya müzik gibi büyük örnek koleksiyonları, yapay zekayı eğitmek için kullandığımız kaynaklardır. Bu veri kümelerinin ölçeği ve karmaşıklığı (örneğin, bilinen tüm güneş sistemini kapsayan geniş haritalardan oluşan bir veri kümesini düşünün) onları oluşturmayı ve iyileştirmeyi oldukça zor hale getirebilir. Bu nedenle, yapay zeka tasarım ekipleri genellikle veri kümelerini bilim camiasının yararına paylaşır, böylece araştırmacılar daha kolay iş birliği yapabilir ve birbirlerinin çalışmalarını geliştirip ilerletebilirler.
4. Yapay zeka, deepfake’leri tespit etme çabalarımıza yardımcı olabilir.
“Deepfake” adı verilen içerikler, yapay zeka tarafından üretilen ve gerçek gibi görünen görüntüler, sesler, müzikler veya videolardır. Bu içerikler, mevcut gerçek dünyadaki görüntüleri veya sesleri inceleyip detaylı bir şekilde haritalandırarak, onları manipüle ederek gerçekçi görünen kurgu eserler oluşturur. Ancak, deepfake içeriklerin gerçeğinden ayrılmasını sağlayan bazı ipuçları da vardır; örneğin, bir deepfake videoda sesler biraz robotik gelebilir, karakterler daha az göz kırpabilir veya el hareketlerini tekrarlayabilir. Yapay zeka, bu tutarsızlıkları tespit etmemize yardımcı olabilir.
5. Yapay zekaya insan olmanın ne demek olduğunu öğretmek imkansızdır.
Yapay zeka ne kadar zeki olursa olsun, insanların anladığı her şeyi kavrayamayacaktır. Dünyadaki tüm verileri bir yapay zeka sistemine verseniz bile, bu sistem yine de her bir insanı tam anlamıyla yansıtamaz veya anlayamaz. Bunun nedeni, bizim verilerle sınırlı olmayan, karmaşık ve çok boyutlu varlıklar olmamızdır. Yapay zeka sistemleri insanlar tarafından eğitilir ve yönlendirilir. Bu noktada, her birey yapay zeka sistemleriyle nasıl etkileşimde bulunacağını ve hangi bilgileri paylaşmaktan rahatlık duyduğunu kendisi seçer. Yapay zekanın sizinle ilgili ne kadar şey öğrenebileceğine siz karar verirsiniz.
